29.8.16

hayallerimin gerçekleşmesi için varlığımı geçici şeyler üzerine dayandırdığım geçici -ve muhtemelen de uzun- bir sürecin içindeyim. tamamiyle esnek ve enformel ilişkilerle yürütülen bir kafede çalışıyorum. esnek ve enformel olması şikayet ettiğim bir şey değil tabii ki. aslında, bu güne kadar hayatımda her ne kadar belli bükülmelerim olduysa da bunlardan en güçlüsü anıl, bir diğeri de bu kafedir. insan insana çok şey öğretiyormuş dostlarım. işte bu kafe, şu an bomboş bir salonda yanı başımda çok tatlı bir kediyle oturmamı sağlayacak yolları yaratmış oldu. hatta öyle ki, kendime olan saygımı, sevgimi, farkındalığımı, zamanı verimli kullanmamı, bedenime olan saygımı, ayakta durabilecek kadar güçlü bir insan olduğumu tekrar görmemi sağladı. burada kaldığım ilk başlarda beynim sürekli, gergin bir şeyler bulup mutsuz olmayı aradı. ama neyse ki birkaç gün sonra tekrar eski sakinliğime kavuştum. artık, bir şeylerle, en önemlisi de kendimle baş edebilmemin yollarını yavaş yavaş buluyor gibiyim. kendimi değersiz ya da bir şeye yaramayan bir insan olarak görmüyorum, değerli de değilim aslında. öyle, herkes gibi yaşıyorum. herkes gibi dertlerim var, iyi bir insan olmaya gayret ediyorum. ve şu sıralar yapmayı sevdiğim en güzel şey paylaşmak. komşumuz gürkanın bu akşam yaptığı unsuz haşhaşlı muffinlerin hepsini yemedim mesela, bunları iki güzel insanla daha paylaşacağım ve bu beni öyle mutlu ediyor ki. şey gibi, 'derken karanfil elden ele'. işte böyle güzelim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder