9.5.16

acaba düzlüğe çıkar mıyız? ben çıkacağımıza inanıyorum. her ne kadar bunları yazarken titresem de. beni bu kadar etkileyen şeylerin özünü bulmam gerek. suçlu ya da haksız yok. hepimiz kendimize göre 'bir şey'iz zaten. mevzu, yaşayabilmenin muazzam şımarıklığında. hiçbir şeyden zevk almıyoruz, hiçbir şey mutlu etmiyor. her şeye 'benim' gözüyle bakıyoruz. sanki, ölüp gittikten sonra geriye yalnızca yenmiş kemiklerimiz kalmayacakmış gibi davranıyoruz. herkes, (ben de dahil) herkesten bir şeyler bekliyor. herkes bir beklenti içinde. bu da, farkında olmadan herkese sorumluluk yüklüyor. sevgilimizden bizim istediğimiz gibi davranmasını bekliyoruz, anne babalarımızın bizi çok sevmesini bekliyoruz. oysa, bir kabullenebilsek, bir yaşayabilsek. bu beklentiler karşılanmadığında karşı tarafla çatışıyoruz, kendimizle çatıştığımızı göremiyoruz bile. kendimizi sevmiyoruz aslında. fazla kilolarımızdan, bir yerdeki bi yaramızdan, 'onlar' gibi giyinemeyip , 'onlar' gibi olamayıp, 'onlar' gibi düşünüp davranamadığımızdan yakınıyoruz. ah bir kabullenebilsek, bir düzlüğe çıkabilsek.. işler öyle bir raddeye geliyor ki bedenimize bile saygı duymuyoruz, titremeler geliyor, kafamızda kaşıntılar çıkmaya başlıyor, bileklerimizi kestiğimizi, boğazın o derin sularına düşerken hayal ediyoruz. bu hem istemsizce oluyor, hem de isteyerek, bilerek. öyle ki, intiharı sırf arkamızda kalanlar acı çeksin diye gözümüzün önünde canlandırdığımız bile oluyor! ne kadar bencilce, ne kadar kötücül!

go to sleep

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder